#Klasik

Lastik Arızalarının Tarihçesi

Lastik teknolojileri arıza riskini nasıl azalttı?

Continental Lastik

Tarihte arabaların ilk kez yola çıkmasıyla birlikte arızalar hayatımıza girmeye başlamıştır. Arabaların icat edildiği ilk yıllarda lastik sorunları sürücülerin tek başına çözmesi gereken bir sorundu. Teknolojinin ilerlemesiyle lastiklerin dayanıklılığı artarken sürüş deneyimi daha güvenli ve zevkli bir hale geldi. İnovasyon ile birlikte ise yakın gelecekte, araç arızalarının önlenmesi ve daha iyi bir sürüş deneyimi yaşanması mümkün olabilir.

Geçmişte patlak bir lastik nasıl onarılıyordu?

Arızalar hiçbir zaman iyi haber olmamıştır. Bu durum arızanın koşulu ne olursa olsun geçerlidir. Ancak günümüzde bu arızaları çözmek çok daha basit bir hale gelmiştir. Herhangi bir sorunda ulaşmak istediğimiz yol yardım hizmetleri ve servisleri sadece bir telefon uzağımızdadır. Fakat bu durum her zaman böyle olmamıştır. Otomobillerin ilk kez üretildiği zamanlarda, sürücüler yolculuklarına devam edebilmek için genellikle kendi mekanik yeteneklerine güvenmek zorundaydılar. Arızayı çözemediklerinde ise başka bir sürücüyü el işaretiyle durdurabilir ya da şanslıysalar bir tamirhaneden yardım alabilirdi. Çekici yardımı olmaksızın kurtarma çabaları ise sadece beygir gücüne bağlıydı.

Lastik delinmeleri, sık karşılaşılan arıza türlerinden biriydi. Yol yüzeylerindeki bozukluk ve düzensizlik nedeniyle lastikler günümüzdekiler kadar dayanıklı değildi. 20. yüzyılın başlarında, patlamış bir lastiği tamir etme becerisi sürücülerin sahip olması gereken bir yetenekti. 5 mm çapından daha küçük bir delik, lastik basıncının hızla düşmesine yol açabilirdi. Bu nedenle durumun kötüleşmesi çok uzun sürmezdi.

20. yüzyılın başlarında “havalı lastiğin düşmanları” 20. yüzyılın başlarında “havalı lastiğin düşmanları”

Patlak lastikleri tamir etme ihtiyacının azaltılması

Yüzyılı aşkın köklü tarihi ile Continental, kuruluşundan bu yana sürüş deneyimini daha güvenli, kolay ve keyifli bir hale getirmeye amaçlamıştır. Misyonumuz sadece lastik üretmek değil, aynı zamanda mobilite hizmetleri sunmaktır. Bu doğrultuda müşterilerimize, otomobil kullanımlarının ilk yıllarında lastik onarımları için gerekli malzemeleri ve lastiklerini nasıl en iyi şekilde koruyabilecekleri konusunda eğitim kaynakları sağladık.

Continental fabrikaları ve servisleri aynı zamanda sürücülerin lastiklerini arızalandıklarında onarmak için destek sağlıyordu. Ana hedefimiz, sürücülere güvenli bir sürüş deneyimi sunabilmekti. Zaman içerisinde, lastiklerdeki delinmeleri en aza indirmek için çeşitli çözümler geliştirdik. Örneğin, 1928 yılında, çivilerin neden olduğu hasarı önlemek amacıyla kauçuk dolguların üretimine başladık. Üç yıl sonrasında ise motosiklet lastikleri için kendiliğinden vulkanize olan kauçuk plakaları piyasaya sürdük.

Continental Lastik Sistemi 1980'lerde devrim niteliğinde bir adım olarak öne çıkmaya başlamıştı. Bu adım ile birlikte artık lastik, jantın dış yüzeyine değil, onu dışarıdan sararak kullanılıyordu. Bu, sürüş kalitesinin artırılması ve yağmurlu hava koşullarında daha güvenli bir yol tutuşu gibi çeşitli avantajları beraberinde getirdi. Belki de en önemlisi, bu yöntem sayesinde otomobil patlamış bir lastikle bile sürülebilir hale geldi.

Maalesef yüksek maliyetler nedeniyle üretim o dönemde sınırlı kaldı. Ancak bu devrim niteliğindeki adım, Continental'in 21. yüzyıldaki yenilikçi teknolojilerinin temelini atmış oldu.

Bir lastik bayisini tanıtan eski Continental reklamı Bir lastik bayisini tanıtan eski Continental reklamı

Bir delinme sürüşünüze engel olmamalı

1980'lerde ortaya koyduğumuz fikir, günümüzde kendinden destekli runflat lastiklerimizin temelini oluşturmaktadır. Bu senaryoda "80" sayısının anlamlı bir yeri var: Güçlendirilmiş lastik yanakları sayesinde, sürücüler lastik patlaması yaşadıklarında 80 km/s hızla 80 km kadar yol kat edebiliyorlar. Bunun ötesinde yedek lastik taşıma gereksinimi olmadığından, 80 litre bagaj alanı kazanılıyor. Peki, Runflat lastik kullanmıyor musunuz? ContiSeal adlı teknolojimiz, deliklerin %80'ini hızla kapatmaya yarayan yapışkan, viskoz bir dolgu maddesidir. Bu teknoloji, normal sürüş koşullarında aracın yol tutuşunu etkilemeden hava sızıntısını engeller ve lastiğin havasını korur.

Önleyici bakım teknolojisi, araç ve lastik problemlerini ciddi boyutlara varmadan önce azaltmada giderek daha fazla önem kazanıyor. Ani tekerlek sorunlarının yaklaşık %40'ı düşük lastik basıncından kaynaklanıyor. Lastik Basıncı İzleme Sistemi (TPMS) ise lastik basıncındaki kayıpları tespit edip sürücüye hızla uyarı vererek lastiğin hızla şişirilmesini ve güvenli bir şekilde sürüşün devam etmesini sağlıyor.

Daha güvenli ve daha keyifli bir yolculuk için akıllı lastikler

Yeni nesil lastik sensörleri, sadece basıncı izlemekle kalmayıp daha geniş bir yelpazede işlevler sunacaktır. Şu aşamada ise Continental, anormal sıcaklıkları algılayabilecek, diş derinliğindeki değişiklikleri tespit edebilecek ve hatta sürüş esnasında lastiklerin otomatik olarak onarılabileceği sistemler üzerinde çalışmaktadır.

Continental C.A.R.E., Bağlantılı, Otonom, Güvenilir ve Elektrikli kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Bu teknoloji, sensörler aracılığıyla her bir lastikle ilgili kritik bilgileri aracın ana işletim sistemine ve sürücüye kablosuz olarak iletir. Entegre santrifüj pompalar, lastiklere otomatik olarak hava ekleyerek gerektiğinde basıncı optimize eder ve hava kaybında hayati önem taşıyan güçlendirmeleri sağlayarak her sürüş durumu için en iyi performansı elde eder.

Gelişen lastik sensörleri sayesinde onarım ve bakım maliyetlerinin azaltılması, en üst düzeyde yakıt verimliliği elde edilmesi ve daha güvenli, rahat bir sürüş deneyimi gibi bir dizi avantaj sağlanmaktadır. Arızalar hâlâ tamamen ortadan kaldırılamamış olsa da bu teknoloji, arızaları tamamen önleme hedefine doğru atılan kritik bir adımdır.

İlgili İçerikler